people

2010'u kaybettiren inat!

Ermenistan maçı sonrası görevini bırakacağını açıklayan Fatih Terim'in, Dünya Kupası Elemeleri'nde yaşattığı başarısızlığı birçok etkene bağlayan oldu. Ancak İngiltere Milli Takımı Teknik Direktörü Fabio Capello, son yaptığı açıklamayla Milli Takım'ın başarısızlığına adeta ışık tuttu: "Kendi kulüp takımında sürekli oynamayan hiçbir futbolcuyu 2010 Dünya Kupası Finalleri'nin kadrosuna almayacağım..."

Bu açıklamanın ardından Aston Villa'da düzenli olarak ilk 11'de forma giyemeyen ancak elemeler boyunca İngiltere Milli Takımı kadrosunda kendine yer bulan Emile Heskey kulübüne rest çekerek, "Ya beni düzenli olarak ilk 11'de oynatın ya da başka bir takıma transfer olacağım" dedi. Heskey açıklamaları, dün İngiliz spor basınında en çok konuşulan olaylardan biri oldu.
Capello'nun bu tavrı Güney Afrika trenini kaçıran (A) Milli Takım'da, Terim'in görevi bırakacağını açıklamasıyla başlayan tartışmaları iyice alevlendirdi. Zira Terim'in en çok eleştirildiği konuların başında kadro seçimi ve futbolcu tercihleri geliyordu. Terim'in ikinci Milli Takım teknik direktörlüğü döneminde 57 maçında 51'inde farklı 11'le sahaya çıkması kendisine yöneltilen eleştirilerin en büyük dayanağı olurken, çoğu zaman sakatlığı ya da formsuzluğu nedeniyle kendi kulüp takımlarında düzenli forma şansı bulamayan isimlerin A Milli Takım maçlarında ilk 11'de oynatılması da tecrübeli teknik direktörü 'hedef adam' haline getiriyordu.Peki bizde durum neydi? Yedekmiş, formsuzmuş, sakatlıktan çıkmış hiç fark etmez, nasılsa 'Dünyanın en iyi motivasyoncusu' Milli Takım'ın başında!.. Hep böyle dendi, böyle yazılıp çizildi! Bu yüzdendir ki, 'Ben ders almam ders veririm' diyen Fatih Terim, Milli Takım kadrosunu belirlerken 'inadı'na inandığı futbolculara yer verdi. Bakın 2-0 yenildiğimiz son Belçika maçının kadrosuna...

Defansta Önder Turacı oynuyor... 2004 yılından bu yana Fenerbahçe'de oynayan Önder, son 2-2.5 sezondur sarı-lacivertli ekipte kaç kez ilk 11'de forma giydi?... Orta sahada forma giyen Hamit Altıntop, "Milli Takımımız, İspanya veya Fransa gibi takımlardaki yıldız isimlere sahip değil" diyor... Evet Hamit son derece haklı... Ancak atladığı bir nokta var... Kendi kulübü Bayern Münih'te yedek kulübesine mahkum olan Hamit, milli maç döneminde Ay-Yıldızlı formayı banko sırtına geçiriyor...

Sol açıkta Tuncay oynuyor... Belçika-Türkiye maçından birkaç saat öncesi Hull City teknik direktörü açıklama yapıyor... 'İlk 11'de forma giymesi için Tuncay'ın zamana ihtiyacı var. Bu süre belki de 1 yılı bulabilir" diyor... Ancak Tuncay, bütün milli maçlarda sahaya ilk 11'de çıkıyor... Ve dönemin Fenerbahçesi'nde mecburiyetten forma giymeye başladığı ve sonra da adeta tapulu malı gibi olan sol açıkta oynamaya devam ediyor... Bakın Tuncay'ın ön plana çıktığı son maçlara, bir Avusturya ile oynanan hazırlık maçında bir de güçsüz Estonya karşısında...

Forvete destek veren isim Ceyhun... 32 yaşına kadar milli forma giymemiş bir oyuncudan ne kadar performans beklenebilir ki? Tamam yetenekli, ama bu kadar zaman neden beklendi! Ankaragücü'nde iyi işler yapmaya başladı, formda... Ama Milli Takım konusunda ondan daha tecrübeli olan Gökdeniz de formda... Gökdeniz dışında yurt dışında olup ilk 11'in değişmez ismi kaç futbolcumuz var ki?İkinci yarıda maçı çevirmek için Semih oyunda... Nam-ı diğer 'Nöbetçi golcü'... Fenerbahçe'de 11'de forma giydiği birçok maçta beklenenden uzak bir görüntü sergileyen Semih, Milli Takım'ın son Belçika maçında forvette görev yapan ve bu özelliği taşıyan tek futbolcusu... Ancak 2002 yılından bu yana Fenerbahçe A takımında forma giyen ve geçen yıllara, gidip gelen teknik adamlara rağmen yedek kulübesinin gediklisi durumundaki Semih, Ay-yıldızlı formayla kaç maç kurtarabilir ki?

Bir diğer kurtarıcı da Yusuf... Mesut Özil gibi geleceğin en büyük yıldızlarından birisi olması beklenen bir futbolcuyu Almanya Milli Takımı'na kaptıran ve aynı bölgede 35 yaşındaki bir futbolcuyla nasıl bir başarı yakalanabilir ki?

Ve işte sonuç: Kulübünde düzenli olarak ilk 11'de forma giymeyen oyuncuları Güney Afrika'yı götürmeyeceğini açıklayan Fabio Capello yönetimindeki İngiltere, adeta küllerinden yeniden doğdu. Avrupa Elemeleri 6. Grup'tan takımı 8 galibiyet 1 mağlubiyetle Dünya Kupası Finalleri'ne götüren İtalyan teknik adam, acımasız eleştirileriyle tanınan İngiliz medyasında şu anda en çok saygı duyulan isimlerden birisi. İngiliz futbolunu milli takımlar bazında yeniden büyük bir saygınlığa kavuşturan Capello'nun futbolcu tercihleri ve kadro seçimleri de takdir görüyor.
Peki ya bizde? Avrupa Elemeleri 5. Grup'ta 3 galibiyet, 3 beraberlik ve 3 yenilgiyle üçüncü durumdayız ve klasik bir şekilde Dünya Kupası Finalleri'ni tribünden seyredeceğiz (2002 dışında)...

TERİM'İN KARNESİ
Estonya'ya 2, Belçika'ya 5, Bosna Hersek'e 3 ve İspanya'ya 6 puan kaptıran Türkiye, son maçlar oynanmadan 2010 Dünya Kupası Finalleri'ne katılma şansını kaybetti.

Böylece, 2005 yılı Temmuz ayında başlayan 2. Fatih Terim dönemi 4 yıl 4 ay ve 57 maç sürdü. Terim'in adı bu dönem içinde büyük zaferlerin yanı sıra, basın mensupları, hakemler, kadroya almadığı futbolcular ve rakip teknik adamlarla girdiği polemiklerle de gündemden hiç düşmedi. 17 Ağustos 2005'de Sofya'da Bulgaristan ile yapılan ve 3-1 kaybedilen özel karşılaşmayla milli takımdaki ikinci dönemine başlayan Terim, ikinci döneminde yaptığı 31'i resmi, 26'sı da özel toplam 57 maçtan 25'ini kazandı, 18'inde berabere kaldı, 14'ünü ise yitirdi.

Terim, Galatasaray'la UEFA Kupası'nı kazandığı dönemden sonra başlayan inişli çıkışlı kariyerine bir yenisini daha ekledi. Fiorentina'dan Milan'a giden, Milan'a tarihinin en kötü sezon başlangıcını yaşattıktan sonra büyük umutlarla Galatasaray'ın başına getirilen ancak zorla takımdan gönderilen Terim, ikinci kez geldiği A Milli Takım'ın başında da iki Dünya Kupası biletini kaçırarak kariyer yolculuğunu sürdürdü.

0 yorum:

Yorum Gönder